HAVUÇLU MUFFIN
Her doğum günümde garip bir duygu kaplar içimi. 1 yaş daha yaşlanmanın hüznü filan değil ama; sanki o gün her günden farklı olmak zorundaymış gibi; saatler avcumun içinden kayıyormuş gibi... Eğer güzel şeyler olmazsa o gün boşa gidecekmiş de 1 yıl daha beklemek zorunda kalacakmışım gibi!
Çok özenirim o yüzden. Daha önce giymeyip özel zamanlara sakladığım veya kendime gerçekten yakıştırdığım güzel kıyafetlerimi giymeye çalışırım. Daha önce hiç gitmediğim ama merak ettiğim yerlere gitmeye çalışırım. Daha önce yemediğim ilginç şeyleri yemeye çalışırım.
Kendime başka nasıl türlü bir ödül verebilirim? Nasıl kendime sürpriz yapabilirim, şaşırtabilirim?
Kalabalık kutlamaları da sevmem mesela. Çünkü o kadar çok insanı memnun etmekle uğraşmak istemem; onlarla ilgilenmek istemem açıkçası. Benim günüm o gün yahu, kimseyle uğraşamam, kendimle ilgilenmeliyim! Önemli olan insanlar değil, mekan da değil aslında; ben o gün nerede ve kiminle olmak istiyorsam öyle olması...
Geçen Salı doğum günümdü.
Aynen anlattığım gibi 3 kişilik bir parti kurguladım.Ben, Miyaw, Boncuk...
Boncuk benim 12 yaşımdan beri arkadaşımdır; yıllar sonra izini sürüp bulduğum. İyidir hoştur. Kötü gün dostudur. Bu güzel günümde yanımda olmaması önemli değildir. Yine de kendisine bir çift lafım mevcuttur.
Mekanın önemli olmasına bozulup gelmeme kararını bana mail atmak suretiyle bildirdi. Çok kurumsaldır da kendisi :)
Şu an açıklıyorum; pişman değilim :) Seni memnun etmeye uğraşmadığım için pişman değilim, çünkü benim günümdü o gün. Tıpkı senin doğum gününde sen kendini özel hissedesin diye uğraştığım gibi, senden de aynı şeyi beklediğim için ise çok üzgünüm. Sen sanırım İstanbul'lu oldun artıkın. Ben hala Çukurova'lıyım, kafam ve kalbim öyle çalışmakta.
Hala iki elin parmaklarını geçmeyen sıkı dostlarımdan lafımı esirgemiyorum, kendimi kasmıyorum onların yanında; yani kendim oluyorum. Birşey söylemek istediğimde zırt diye söylüyorum mesela; mail atmıyorum. Ve galiba onlardan da aynı samimiyeti bekliyorum.
Israrla bekliyorum yahu! Yılmadım yani!
Beni yalnız bırakmayan ve bilumum şımarıklıklarıma ses etmeyen kadim dostum Miyaw'a da teşekkür ediyorum. Nereye gittiğimizi ve ne yediğimizi merak edenler için Miyaw'dan gelsin; yıkılmadık ayaktayız
Genel konseptten de oldukça saptım farkındaysanız :)
Öhöö öhööm evet efendim bugün sizlerle bol cevizli, mis gibi tarçın kokulu, bir o kadar da sevimli minnoş minnoş muffinler yapacağız... Yani ben yaptım da siz de yapın diye diyorum :)
Ne lazım?
3 yumurta
1,5 bardak şeker
1 adet rendelenmiş havuç
2 bardak un
1/2 bardak sıvı yağ
1 bardak süt
1 bardak dövülmüş ceviz
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
Nasıl yaptım?
1. Yumurta ve şekeri çırptım. Bembeyaz oldu.
2. Kalan sıvı malzemeleri ekleyip biraz daha çırptım.
3. Tüm kuru malzemeleri ekleyip biraz daha çırptım.
4. En son havuç ve cevizi ekleyip azcık karıştırdım.
5. Küçük muffin kalıplarına paylaştırarak 180 derece önceden ısınmış fırında pişirdim.
6. Yerseniz kilo alırsınız. Yapın ama yemeyin.