Recent Posts

25 Nisan 2011 Pazartesi

TERİYAKİ SOSLU VE TAZE KİŞNİŞLİ SOMON 
VE SEBZELİ NOODLE


İş yerinde taşınma-büyüme telaşı, yeni arkadaşlar, yeni müşteriler, yeni gelişmeler... Yeni bir yer, yeni masa, açılmayı bekleyen koliler, düzenlenmesi gereken dosyalar arasında bir yandan hepsi acil olan işler...
Yazmadığım için yemek yapma eylemlerim bitti sanılmasın.
Tabii ki devam ediyorum.
Lakin bir yandan işteki eylemlerim de devam ediyor ve onu erteleme şansım tabii ki olmuyor.
Haftasonu ise aileyle zaman geçir, arkadaşlarla buluş derken zaman göz açıp kapayana kadar geçiveriyor.
Dün arkadaşlarla yaptığımız "Paella & Sangria Night"ın ardından hızımı alamayarak geceyi "Canım Ciğerim"de dürüm yiyerek noktalamıştım.
Bu yediklerimin ertesi gün bile beni idare edeceğini düşünenler yanılıyor. İçimden fışkıran noodle ve somon balığı isteğimle akşamüstü 16:00 sularında Miyaw'ı aradım.
Hiç üşenmedik hemen marketin yolunu tuttuk.
Marmara Forum'daki Carrefour çok takdir edilesi. Ne ararsak bulduk, hatta fazlasını da.
Eve geldiğimizde hava kararmaya başlamıştı. Bu koşullara rağmen fotoğrafları çok nefis çeken Miyaw'ı öper, sevgilerimi sunarım.
Umarım dün ayıla bayıla yediğimiz paelladan da en kısa zamanda yaparız.


Ne lazım?

4 parça somon balığı (her biri yaklaşık 250 gr idi. Pullarının iyice temizlenmiş olmasına dikkat etmek gerekiyor)
50 ml teriyaki sos (ben Amoy marka kullandım)
Taze kişniş
Yarın kahve finacı kadar riviera zeytinyağı
Taze çekilmiş karabiber
1 tane defne yaprağı


Sebzeli Noodle için ne lazım?

1 paket noodle (350 gr, egg noodle)
1 paket kestane mantarı
1 adet renkli biber
2 adet chili biberi
1 adet yeşil köy biberi
1 adet bostan kabağı
1 adet havuç (rendeledim)
1 kök rezene
1 adet kuru soğan
1 sap taze sarmısak (kuru da kullanabilirsiniz)
7-8 adet baby mısır
75 ml soya sosu (ben Kühne marka kullandım)



Nasıl yaptık?

1. Somon balıklarını zeytinyağı, taze çekilmiş karabiber, defne yaprağı ve teriyaki sosun yarısı ile marine ettik.
2. Tüm sebzeleri ince uzun (jülyen) doğradık.
3. Wok'ta önce soğan ve sarmısakları, ardından biberleri, sonra mantarları soteledim. Şimdiki aklım olsa mantarları ayrı bir yerde soteleyip sonradan eklerdim. Zira suyunu bırakarak diğer sebzeleri yumuşatıyor.
4. Rezene, kabak ve havuçları da ekleyerek sotelemeye devam ettik. Ateşten almaya yakın soya sosunu ekleyerek bir kenara aldık. Sebzelerin çok pişmeden diri kalmasına dikkat etmek gerekiyor.


5. Yaklaşık 1 saat zeytinyağı ve teriyaki soslu karışımda bekleyen somon balıklarını kızdırılmış teflon tavada önlü arkalı pişirdim. Çok çabuk pişiyor ve fazla da koku yapmıyorlar. Bu arada balıkların derileri pişerken kendiliğinden balıktan ayrıldı.
6. Bir yandan da noodleları kaynayan suya attım. Yaklaşık 9-10 dakika haşlayıp süzmek gerek. Süzdükten sonra soğuk sudan geçirdik.


7. Woktaki sebzeleri tekrar ateşe alarak, noodlelar ile birkaç dakika karıştırdık.


8. İki tarafı da iyice kızaran somonları ve sebzelerle karışan noodleları servis tabaklarına aldık.
9. Tavada kalan yağ ve sosun üzerine kalan teriyaki sosunu ve doğranış taze kişnişleri de ekleyip birkaç dakika pişirdik. Bu sosu somonların üzerine gezdirdik.


10. Yanına birkaç parça da zencefil turşusu koyduk.
11. Ohh çok da güzel oldu, pek de güzel oldu.



12 Ocak 2011 Çarşamba

ZENCEFİLLİ YENİ YIL KURABİYESİ 
 HER YENİ YIL, YENİ BİR BAŞLANGIÇ MI?



2010 garip bir yıldı benim için.
Düşündüm de çok şanslı bir yıl değildi. Dört ayağımın üstüne düştüğüm olmadı pek. Kıl payı oldu hep, çabala, uğraş, zorla, ayyy şiştim!

Çok şükür büyük bir şanssızlığım da olmadı ama.
Önceden daha hamdım; 2010'da biraz piştim. Düştüm kalktım. Nelerden vazgeçebilirsin dedikleri zaman kesinlikle söyleyemeyeceğim şeylerden vazgeçtim. Vazgeçmeyi öğrendim ben.
Bir de nelerden vazgeçilmemesi gerektiğini. Yok yok bunu daha tam öğretemediler :)

Geçen zamanı yakalayamayacağımı öğrendim mesela. Ve ne yazık ki zamanın çok hızlı geçtiğini...
14 kilo verdim; galiba bu seneki en büyük başarım buydu.
İşimde de piştim biraz. Kendi ayaklarımın üstünde daha güvenli duruyorum artık. Elden düşme tarafından araba bile aldım, söylemiştim önceden, değil mi?

Elimde avucumda bu saydıklarımdan, bir avuç gerçek arkadaşımdan ve ailemden başka bir şey yok hala. Bu sonuçlara bakılırsa geçen seneden beri çok da fazla yol alamadım mı acaba?
2010 bana bol gözyaşı, bol kahkaha, bol kafa karışıklığı verdi.

İşte böyle geçti gitti...

Yeni bir yıl, yeni umutlar getirsin. İnsan elinde hiçbir şey olmadan dayanıyor da, umudu olmadan dayanamıyor. Bu yüzden dileğim budur hepimiz için.

Yeni yıl bize umutlarla gelsin. Gelsin ki gülümsemeye, çabalamaya devam edelim. Düştüğümüz zaman kalkıp devam edelim, her seferinde biraz daha güçlenerek.

Umut edelim ki yeni bir yıl ile beraber yeniden başlayabileceğimize inanalım. Sahi ya, inanırsak olur mu?

Minnoş blogumuza ilgimiz eksik olmasın mesela :) Paylaşmanın değerini hatırlayalım.

Paylaşma demişken...

2011 güzelliklerle başladı. Bir sürü hediyem oldu. Uzun zamandır hediye almamıştım, nasıl bir moral kaynağıymış meğerse :)

Kara bulutları dağıtma vaktinin geldiğinin göstergesi işte! "Eeeeh" dedim, "gidin artık tepemden!"

Böyle dedim diye gider mi ki...?

2010'un son sabahında ajansta süper bir kahvaltı sofrası kuruldu. Galiba ilk defa müşterilerimiz çalışırken biz çalışmadık; egomuzu tatmin ettik resmen yahu, güzel bir duyguymuş :)

Ben o son günü günün anlam ve önemine uygun bir paylaşımla kapattım. Tüm kurabiye canavarlarına duyurulur; gururluyum, mutluyum, alkışlarla yaşıyorum :)

Ne lazım?

200 gr Sek marka tereyağı
1/2 su bardağı şeker
1/2 su bardağı üzüm pekmezi
1 yumurta
1 tatlı kaşığı kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı toz zencefil
Aldığı kadar un

Glazür için:
1 yumurta akı
1 çay bardağı pudra şekeri (kıvamına göre daha fazlası gerekebilir)
1 çay kaşığı kadar limon suyu

Nasıl yaptım?

  • Oda sıcaklığında tereyağı, pekmez, şeker  ve yumurtayı kremsi kıvama gelene kadar çırptım (Aslında hamurlarda soğuk tereyağı bıçakla bölünerek kullanılır, ama ben sonrasında dolapta bekletmeyi tercih ettim).
  • Tarçın, zencefil, kabartma tozunu da ekleyip yavaş yavaş unu eklemeye başladım.
  • Kulak memesi kıvamına gelince, streçleyip buzdolabına koydum; yaklaşık 1 saat beklettim.
  • Hamuru 3'e ayırıp merdaneyle yarım santim kalınlığında açtım ve kurabiye kalıpları ile kestim. Kurdele bağlamak istediğim kurabiyeleri tepsiye aldıktan sonra, tahta kaşığın arkası ile deldim.
  • Pişirme kağıdı koyduğum tepsiye dizerek, 170 derece fanlı fırında yaklaşık 15 dakika pişirdim. Burada dakikayı dikkate almayın, fırından fırına değişir. Kenarları hafif pembeleşmeye başlayınca fırından çıkarmak gerekiyor.

Glazür için: 
  • Yumurta akını bir cimcik tuzla kar gibi olana kadar çırptım. 
  • İçine limon suyu ve pudra şekerini ekledim. Benim pudra şekerim biraz az geldi, çok akışkan oldu. Kaşık kaşık pudra şekeri eklemeye devam ettim o yüzden. 
  • Soğumuş kurabiyeleri bu glazüre batırdım. Hemen üstüne renkli minik süsleme şekeri tabağına atıverdim.
  • Şekerle süslemediklerimi ise Dr.Oetker'in renkli süsleme tüpleri ile süsledim. (Balığın gözü mesela)
  • İtiraf ediyorum, kurdeleleri de annem bağladı ben glazür ile uğraşırken :)